Sunday, October 24, 2010

Sandra'cım

Sandra'lar ilk misafirimiz oldular. Bizi New York'a gittiğimiz ilk gün karşılamışlardı RMH'de. Mark, Nehir'in yaşıtı, ondan sadece bir ay büyük... Nehir'in arkadaşıydı. Dı.

Mark, gece 11'de gelmişlerken, kapıdan girdi, ve hemen Nehir'in çerçevedeki fotoğrafının karşısına dikildi, öylece. Biz bakakaldık.

Küçük bir çocuğa, başka bir küçük çocuğun ölümü nasıl söylenir ki.

Olmuyor işte...

Sonrası çok güzeldi.

Cumartesi günü, dört yaşındaki kızlarını bir tür beyin tümörüne nedeniyle tedavi görürken kaybetmiş ailenin düzenlediği yardım etkinliğine gittik. Belki de Sandra'larla gitmemiz bizim için de kolaylaştırdı gitmeyi. Ve Mira'nın annesiyle tanışmak benim için çok çok iyi oldu. Yine tatlı bir kadın çıktı karşıma, çok benzer süreçlerden geçmişiz, hatta Sloan'dan da geçmişler, bazı tedavi eksiklikleri yaşamışlar... hiçbir yan etkisi yok denilen bir ek tedavi sonucu, kan değerleri düşen ve bunun farkında olmadan bir seyahate giden Mira, zatüre oluyor ve kaybediyorlar. Christine ile tanışmak yine Ithaca'nın bizim için doğru olduğunu gösterdi. Benim sonra yapmak istediğim katkılara yol gösterecek bir buluşma oldu. Yine görüşeceğiz.

Açık havadaki bu etkinlikten sonra ise damak tadımızı Tayvan yemeğiyle geliştirdik, ve evde sessiz film oynadık. Mark ve Leyla ise saklambaç oynadılar. Ben onları izlerken, yanlarında Nehir'i, koşup, gülerken hayal ettim.

Christine ile sohbet ederken gözleri doldu bir an. Kızlarını kaybedeli, iki yıl olmuş. Biraz daha fazla. İki buçuk yıl. Anladım yine. O acının bizi bırakmayacağını. Ama yine Christine'de gördüm, annelerin gücünü, ve kayıplarından öğrendiklerini diğer aileler için faydalı bir şekle nasıl soktuklarını.

...

Pazar günü ise İthaca'nın meşhur şelalerinden birini gezmeye, ve "farmer's market"a gittik. Ve çok güzel geçen iki günden sonra Sandra'ları yolcu ettik. Cuma gecesi New York trafiğinden çekinmeyip, bizi görmeye geldikleri için teşekkür ederek. Mark "yine geleceğim" dedi! Dur dur dedik, biz de çok yakında sizi görmeye geleceğiz!

7 Kasım'da, Cengiz Amca, New York Maratonu'nda koşacak, RMH yararına. Bu bizim için çok anlamlı, çünkü acaba koşsam mı, koşabilir miyim dediğinde, biz New York'ta idik. Hep istediği bir şeydi ve Nehir için bunu yapması çok anlamlı idi. Anlatmaya gerek yok, RMH bizim Nehir'le geçirdiğimiz güzel günlerimizin, gezilerimizin, anılarımızın kaynağı. Bize ve bizim gibi diğer ailelere verdikleri desteğin boyutu kelimelere sığmaz.

Nehir'le birlikte gidip Cengiz Amca'ya "haydi" demeyi çok istiyorduk, şimdi hepimiz biraz buruk olsak da, Cengiz Amca'ya yine gideceğiz, ve hem RMH yararına gerçekleştirdiği yardımı, hem de bu maratonu koşarak gerçekleştirdiği kendi kişisel başarısını kutlayacağız!

Aklıma gelmişken, elimizde pembe balonlar olmalı!






4 comments:

  1. Eşimin ailesinin kayıplar karşısında kullandığı Allah acınızı unutturmasın diye bir sözleri vardır. İlk duyduğumda tuhafıma gitmişti. Yıllar içinde yavaş yavaş farkına vardım. Acı bitecek veya bitmesi gerekecek bir şey değil sadece onun ile yaşamayı öğreniyor insan... Daha büyük bir acı ile dağlanmadığı sürece...

    ReplyDelete
  2. sevgili zeynep hanım
    küçük kızım (nehirden biraz daha büyük, 5 yaş) hem pembe renge hem de kalplere sevdalı. öyle bir nevresim takımı istedi geçen gün, aldık. o an bir garip hissettim ama oturtamadım yerine, şimdi ise okuyunca anladım ki, nehiri anımsattı aslında bana. kullandıkça sevgimizi göndereceğiz güzel nehire...
    aslı örs

    ReplyDelete
  3. zeynep hanım siz çok özel birisiniz ailenizde sizin gibi tek tek özel bireylerden oluşuyor.Belkide sizin sayenizde bu böyle yada Allah sizi tek tek yanyana getirdi bilemiyorum.
    Nehiri bende ziyarete gitcem balonlarla pespembe çiçeklerle. Hani demiştiniz ya bir yazınızda erken veda edenler daha az iz bırakır diye ,
    evet haklısınız çoğu zaman bu böyle ama nehir için durum farklı, o bende öyle izler bıraktıki hiç tanımadığım bir çocuk olarak kelimelere dökemem herhalde yada dünyada benim düşündüğümü anlatacak kelimeler yok.
    Ve kendi kendime söz verdim hayatım boyunca ne zaman bir pembe balon görsem o balon nehire salınacak benim tarafımdan,
    Sevgiyle kalın

    ReplyDelete
  4. burada yazdıklarınızı okurken ben de ağlıyorum. oğlum lösemi olduğu için sizin yaşadıklarınızı hissedebiliyorum ve keşke kızınız hep sizinle olsaydı diyorum. siz müthiş bir annesiniz..diğer kızınızla ömür boyu sağlık ve mutluluk dolu günler..ama Nehir gerçekten çok şirin..

    ReplyDelete