Sunday, August 1, 2010

Hastane'de: Yine

Bu sabah aslında hastaneye yatmamızı isteyeceklerini bilerek gittiysem de, hazır değildim. Üstelik de daha erken gittik. Saat dokuz buçukta. Ve öyle böyle derken, saat dörde kadar acilde, ve testler dışında bir şey yapılmadan durduk da durduk.

Ben hastaneye yatışımız kesinleşince, RMH'ye gidelim, eşyamızı alayım dedim. Ona da hayır dediler!!! Anlasam da, aslında yeterince aktivist olmayıp, Nehir'i aldığım gibi çıkmadığım için pişmanım. Fellow cennetinde insiyatif sıfır. Dünkü Dr. Mason almıştı ama bugünkü kızcağız (diyorum) beni tıp terimleryle oyalayıp, olmaz olmaz deyiverdi. Sonra da, hafiften süzülen gözyaşlarımın karşsında, anlıyorum, "you're doing a great job" dediğinde, "Hey Allahım, bırakın bu motivasyon cümlelerini, siz iyi bir iş yapmıyorsunuz" diyemedim, şimdi, pardon, yazmış olayım. İçimde kaldı. Bazen bağırmak istiyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Sorun: böbrek fonksiyonları. Bazı sayılar iyi değil, emin olmak istediler. Bu anlaşılır ve olması gereken. Yapacak bir şey yok yani. Tek dileğim, benim düşündüğüm gibi karboplatin sonrası bize out patient olarak verdikleri sıvının az gelmiş olması ve şimdi yapacakları ayarlamayla düzeleceği. Yani, Dr. Modak'a özellikle sormuştum, böbrekleri veya kalbi için bir risk almıyoruz değil mi diye. O da hayır demişti.

Neyse anlaşıldığı gibi gerginim.

Nehir'e de yansiyor ya da o da zaten huzursuz. Dün gece 12 gibi hem ishal, çıktı ve kustu. Bugün de ishali devam ediyor ve odaya çıktıktan sonra kustu. Kemo etkilerini yaşıyoruz. Ateşi dün gece vardı, bu sabahtan beri yok. Allahım lütfen bu iş böylece çözülsün.

"Hastaneden yoruldum" diyor. Hepimiz yorulduk. Her biri daha zor geçiyor. Ama yazmışken, çok ama çok şükür diyeyim. Şükretmekten vazgeçmiyorum, ama yorgunluğumuz da normal, anlaşılır. Kendime anlayış gösteriyorum ve "huzysuzlanma" hakkı veriyorum!

Babaya da artık bir Mary Poppins dokunuşu lazım! Geliversin bacadan! Taze kuvvete ihtiyaç var. Anneanne elinden geleni yapıyor, ama Nehir esasen benle koala pozisyonuna geçti! Hatta dün gece üzerime çiş bile yaptı, bezi yandan kaçırdı herhalde...Yani tam koala ailesi olduk.

Ommmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm...

FerideNot: Dün hayvanat bahçesine giderken, ne zamandır önünden geçip, vitrindeki birkaç giysiyi çok beğendiğim mağazaya girdik. Biraz bakınalım derken, bir de ne göreyim, tezgahtarlar dahil, herkes 60 yaş ve üzeri!!! Amanınnnn, kaçayım, içim yaşlanmış herhalde dedim. Güler misin ağlar mısın. Gece ise Feride, seni rüyamda gördüm. Beyazlaşmış saçlarına çok güzel bir kesim yapmıştın....Hani, güzel, beyaz, gri saçlar olur ya, gür...Bir yanımın bugünlerin geçip, her şeyden uzak, huzurlu bir yaşlılığı istemesinin yansıması herhalde, dostlarımla. Bir tatlı hayal.


11 comments:

  1. hayatın kendisi gibi bu da bir sınama zeynep ciğim...canım nehir biliyorum ki çok zor bir mücadele içinde ama hep birlikte sinerjiyle ve çok büyük bir enerjiyle bununda ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ ...amerikaya sevgiler kıucaklar..esra gürbüz

    ReplyDelete
  2. o dostlarla yaşlanma düşleri gerçek olacak...
    ama o kadar rahat eder misiniz bilmem,Nehir ve Leyla'nın çocuklarına bakılacak...

    herşey iyi olacak!!!
    tüm bu çabalara değecek,tüm yüreğimle inanıyorum buna....

    ReplyDelete
  3. inanır mısınız bilmiyorum ama şükür denmezmiş... Hamdolsun denirmiş devamı gelsin istiyorsanız. şükür, bu kadarı yeterli teşekkür ederim demekken hamdolsun, şimdiki halinden memnunum en kötüsü bu olsun demekmiş.. Bu durumda "şükür"ün size, bize, Nehire yetmediğini düşündüğüm için belirtmek istedim, belki de yanlıştır ama bir deneyin..
    Sevgiler...

    ReplyDelete
  4. Size yorulmayın, yorulmak yok diyemeyeceğim, yorulun, çok yorulun ama dinlenip dinlenip devam edin lütfen..
    Herşey güzel olacak.. Az kaldı..

    ReplyDelete
  5. Zeynep'ciğim,

    Yoruldunuz ama çok şükür herşey yolunda gidiyor. Günlük endişeler, yorgunluklar, sıkıntılar enerjini düşürüyor, haklısın. Önemli olan kendini ve Nehiri şarj edebilecek boşlukları yakalamak. Aslında Nehir'in iyi hissettiği ve güçlü olduğu (maşallah!!!) her anı çok güzel gezilerle süslüyorsun ama belki baba geldikten sonra senin elinde bir kahve boşluğa boş boş bakabileceğin bomboş bir güne ihtiyacın var gibi. Hande'nin yazdığı gibi ağlamak istersen ki bence bu da çok normal, yalnızken doya doya ağlayabilmek bile insanı rahatlatır.

    Az kaldı Mahmut Mary Poppins dokunuşuyla bacadan düşecek yakında (vallahi Zeynep the hala söylemiş, bence güvenilir bir kaynak)

    Ben buradan baktığımda, hem senin kadar işin içinde olmadığım için hem de uzaklaştıkça geneli daha rahat görebildiğim için diyebilirim ki "Zeynep'ciğim Şükürler olsun ki herşey yolunda ve çok hızlı ilerliyor" Gittiğiniz günden beri Nehir'e yapılan tüm müdalelerin hepsi başarılı oldu ve Nehir herkesi yine ve yeniden şaşırtacak derecede güçlü ve yapılan tedavilere olumlu cevaplar veriyor. Valla sırf sana motivasyon olsun diye söylemiyorum. Istanbul'da benim çevremdeki bir çok kişi bana Nehir'i sorduklarında onlara "çok şükür tedaviye beklediğiminden hızlı ve kuvvetli olumlu cevaplar veriyor, süper Nehir'imiz" cevabını verebilmenin mutluluğunu yaşıyorum.

    Doğrunun ötesinde doğru yerdesiniz... Keşke sana soluk aldırabilecek şekilde bizler de yanında olabilsek. Ama sen de en az kızın kadar güçlüsün, biliyorum :) biraz om şanti filan derken eski enejin yerine geliverir. Mahmut gelinceye kadar Sevgi teyzenin orada olması ve Leyla'yı kollaması çok yerinde bir karar olmuş, her ne kadar Leyla her zaman size yardımcı olsa da bu kadar yoğunlukta onu da düşünmek zor olur. Sevgi teyze de inşallah tam anlamıyla toparlanmıştır.

    Az kaldı arkadaşım, Mahmut gelecek, kemonun yan tesirleri hızla azalacak, doktorlar ve siz de önünüzü daha rahat görebileceksiniz.Sana tüm kalbim ve aklımla güç diliyorum ve (var ise böyle birşey) hepsini yolluyorum. Uçağa binip şahsi olarak getirebileceğim günleri de iple çekiyorummmm :)

    Çok öpücükler, sevgiler
    Ayda

    ReplyDelete
  6. İyi olsun istiyorum,diliyorum dua ediyorum ..Allah ımmm lütfen nehir tamamen iyileşsin..

    ReplyDelete
  7. Hepsi geçecek, inanıyorum. Nehir lise mezuniyeti elbisesine bir türlü karar veremeyecek, Nişantaşı sokaklarında sizi delirtecek mesela :)

    Güzel haberlerinizi bekliyorum heyecanla.
    Sevgiler.

    ReplyDelete
  8. Nehircim,
    Uzaktaydım... Bir süre senden haber alamadım. Internete ulasır ulasmaz ilk ziyaret ettiğim site yine anneciğinin blogu oldu. Tamam zor günler geciyor, tamam hayat su anda çok kolay degil ama sen de bizim kadar iyi biliyor ve inanıyorsun değil mi? Sen çok güçlüsün, bunların hepsini kocaman gülümsemenle arkanda bırakacak kadar iyi bir savaşçısın ve senin arkanda seni elinden geldiğince destekleyen onlarca destekçin var...
    Hani bazen hava bulutlanır ama bilirsin sonra yine güneş kendini gösterir.İste şimdi hava bulutlu olabilir biraz belki ama unutma güneş her zaman oradadır ve ne yapar ne eder bulutları dagıtır....

    ve Zeynep Hanım tum olumlu enerjiler sizinle birlikte olsun...

    NEHIRRRR!!!! NEHIRRRRRR!!!!!

    ReplyDelete
  9. Sevgili Zeynep Hanım,
    Sizi pek çok blog takipçiniz gibi ben de tesadüfen tanıdım. Yazdıklarınızı hergün büyük bir merakla takip ediyor, Nehir'e sağlık sizlere de sabır ve maddi-manevi dayanma gücü temenni ediyorum. Keşke bilgi dağarcığım çok geniş olsa da size yardımcı olabilsem. Sevginin gücüne inanıyorum. Siz sadece çocuklarını, ailesini, arkadaşlarını seven biri değilsiniz. Etrafınıza yaydığınız sevgi ve güveni sadece yazılarınızı okuyarak bile hissedebiliyorum. Ben de İstanbul'dan tüm sevgimi size göndermek istiyorum. Kızlarınız ne kadar şanslı ki sizin gibi bir anneleri var. Tabii siz de çok şanslısınız çünkü Leyla ve Nehir gibi iki birbirinden harika çocuğunuz var. Hiç aklınızdan çıkarmayın kışın sonu her zaman bahardır...
    Sevgiyle kalın
    Esin Türken

    ReplyDelete
  10. Canım benim her şey geçecek iyi bir şekilde bitecek, tüm çabalarınızın karşılığını alacaksınız. Ama tüm bu mücadeleyi verirken en azından arada bir, surat asmaya, söylenmeye ,ağlamaya hakkın olmadığını kim söyledi kuzum! Kızlarınıza, Mahmut'la birbirinize sıkı sıkı sarılıp sevgiyle akılla her şeyin üstesinden geliyorsunuz ama arada dostlar arasında, içinden geldiği gibi spontan sohbet ederken, dertleşirken YETER diye bağırmak inan nankörlük olmaz canım arkadaşım.Zaman zaman kapağı aralayıp buharı boşaltmak lazım. Şu an içinden bunlar geçti, 2 saniye sonra belki bambaşka hisler geçecek bu şu ana kadar başardıklarınızı, Nehir'in başardıklarını inkar etmek elinin tersiyle itmek değil ki.Her şeyi ama herşeyi hissetmeye hakkımız var, hele senin Mahmut'un herkesten fazla hiç merak etme.
    Kemonun etkileri geçsin göreceksin Nehir'ciği, yine pembiş elbiseler, türk lokantaları, parkta gezintiler dışında hiçbir konu zihninizi meşgul etmeyecek. Canım yanındayız, aklımız ruhumuz hep sizinle,her zaman sözlerimizle birbirimize dokunamasak da ,ellerimizi uzatıp kucaklaşamasak da aslında hepimiz ,tüm dostlarınız, bloğu takip edenler tek bir şeyi diliyorlar(uz); tüm bunların bir çırpıda bitip sağlık ,neşe içinde yuvanıza dönmenizi,kızlarınızla, sevdiklerinizle çoook uzun sağlıklı keyifli bir ömür geçirmenizi.Dayan dostum, az kaldı çok az. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. nergis

    ReplyDelete
  11. Zeynep' cim,
    Bir zor donemec daha, ama bil ki az kaldi. Onemlisi, yolun sonu aydinlik. Insallah tez zamanda ferahlayacaksiniz. Mahmut cabucak doner, bu zor gunler de gecer insallah arkadasim, azicik daha sabir. Hepinizi cok cok opuyoruz, kalbimiz sizinle.

    ReplyDelete