Saturday, August 14, 2010

Biraz Daha İyi

RMHde delikli bir uykudan sonra, uzun hastane kalışlarından sonra uyum sağlamak zor oluyor, sabah bir gittim ki. Oda yeni gelenlerle, üç büyük, iyice daralmış, bebek tüm gece ağlamış, inlemiş, baba perişan, Nehir başı düz yatmış, sağ gözü yine kapanmış...

Hrrrrr....

Hemşiremizi buldum. Nehir zaten stresli, nolur bizi başka bir yere alın dedim. Marielle, sevdiğimiz hemşire, hafta başı da bizimleydi, "Evet, sabah gördüm hali" dedi.

Ay, neyse bir iş yolunda gitti, gelin bakın 10B boş. Gidip baktım. Bir anne ve 13 yaşlarında bir kız sessiz sessiz oturuyor. Ve oda bizimkinin iki katı neredeyse. Vayyy, meğer bizim kanattaki üç oda en küçük ikili oda imiş.

Vallahi, geçtik ve ferahladık. Önümüz cam, aydınlık...pek memnunuz. Arada anne kız önümüzden geçiyorlar, tuvalete gitmek için ama olsun! Aslında şimdi sıkıntı yaratan bizi herhalde!

Tam odadan, diğerine çıkıyorduk ki, Özlem'in eşi ve onun bir arkadaşı geldiler ziyarete. Yeni odamızda sohbet ettik. Biraz Nehir, malum doktorluk işleri, İlksen de ortopedist. Derken arkadaşına Mahmut, "Siz ne yapıyorsunuz?" dedi. Ve bingo. Restoran açmışlar yeni..."Aa biz, Üsküdar'!ı seviyoruz" falan diye başlayan yemek muhabbeti, sonunda İlksen, "Ben Özlem'e baklava alayım" falan derken, Tahsin de "Ben de size yemek getireyim, lütfen" dedi. Doğrusu belki Nehir tavuk suyuna çorba içer mi, mantı, kem küm...Bir saat sonra koca üç torba yemekle geldiler. İlksen de baklava eklemiş. Yok yok idi...Doğrusu en sofistike yemeğimizi yedik: büyüklere istakoz çorbası. Ne bileyim, yorduk dedik, ama Nehir de heveslendi. Ama önüne koyunca itti. Hala bulantı, iştahsızlık sürüyor olmalı. Yani artık ister oldu, ama önüne gelince, itiveriyor...15 gün oldu.

Nehir de bugün Özlem'in gönderdiği pembe, fiyonklu ayakkabılara bayıldı. Bir yanında babasının geitrdiği bale slipper ları, öteki yanında ayakkabılar, yataktaydı!

Böbrek ve sıvıda pek değişiklik yok. Creatinin iniş eğiliminde, 0.7. Onun asıl seviyesi 0.4 imiş. Ama sabah 13.2 çıktı, yani su tutmuştu. Ateşi çıkmadı. İyi bir şey. Ve davranışı da iyiye gidiyor. Arada verdiğimiz hem bulantı ama hem de sakinleştirici ilacı bugün hiç vermedik!! Bir ara minik bir cümle de çıktı ağzından. Birkaç kez gülümsedi, yine. Leyla ile şakalaştı. Bunlar tüm günde belki toplam üç, dört dakika, ama bir gülüşü bile bize umut veriyor.

Zaman alacak.

Bakalım, ben RMHde ikinci geceme başlıyorum. Biraz daha iyi uyumayı umuyorum. Ama onca yemekten sonra, bakalım. Leyla ile hastaneden çıkınca, 61 ile 3.caddeye yürüdük, Dylan's Candy Bar'dan kornette dondurma aldık, geri yürüdük. İyi geldi. Leyla ile de sohbet ettik, hareket etmiş oldu. Ben de. Evet evet, dondurma...

Umarım baba da bu gece daha sakin, uyur.

3 comments:

  1. Hepinize sakin bir gece, deliksiz bir uyku diliyorum. Umarim herkes biraz dinlenebilir.

    Insan memleket yemeklerini ozluyor degil mi :) Ama istakoz corbasi da bizim yemeklerden mi bilemedim??? Afiyet, bal seker olsun!!!!! Eminim cok yakinda Nehir'im de istahla yiyecek Uskudar'da kofteleri, sutlaclari, dolapta bekleyen anneannenin harika yemeklerini!!!

    Hepinize guc diliyorum. Ha gayret hepinize...

    Birbirinize cok iyi bakin.

    ReplyDelete
  2. Sevgili Zeynep,
    İnsan vücudu kendi kimyası ve kendi elektriğiyle çok ince dengelerle çalışan olağanüstü bir organizma. Bu illet ile savaşmak için ne yazık ki ben denge çok şiddetli bir şekilde alt üst oluyor. Teşbihde hata olmaz ama sapması büyük olan sarkacın yeniden dengesini bulup durması ne kadar uzun sürerse, vücudun da dengesini bulması aynı şekilde uzun sürüyor ve bu arada hangi güçler, hangi dengeleri nasıl etkiliyor kimsenin tam olarak bildiğini sanmıyorum. Ama biz Nehir'imizi biliyoruz. Nasıl bir savaşcı olduğunu, bu savaştan da zaferle çıkacağını biliyoruz. Asla alttan alin, onemsemeyin demek istemiyorum, Nehir'in her halini elbette gözlemleyecek ve sorgulayacaksiniz. Sadece umidinizi soldurmanıza gerek yok demek istiyorum. Evet yoruldunuz, evet bir an once hersey normale donsun istiyoruz hepimiz. evet doktorların yanında, yolların ortasında kendini bırakıvermek hakkınız ama hep o her zamanki iyimserliğinizle... İnan ki Nehir bunların hepsini hissediyor, biliyor. Bu dönemin bu illetle savaştaki en zor dönem olduğunu bilerek buna inanarak Nehir'e çok daha fazla güç vereceksiniz...
    Yavaş yavaş ama geçiyor... Artık her gün daha güzel haberler gelecek... Nehir yine gücünü gösteriyor, sizi de yeniden neşenize, gücünüze kavuşturacak Nehir'cik... O'na biraz daha zaman ve destek lazım Annesi hepsi o kadar. Biliyor musun, iyi ki oradasınız... Yani gidebildiniz, istediğiniz tedaviyi alabildiniz... Biz uzaktan destek olamamanın üzüntüsü içindeyiz, siz biraz daha zorlanıyorsunuz ama ne gam... herşey olması gerektiği gibi ve cok güzel olacak... Az kaldı... Ha gayret...
    Gücüne güç katacak ne varsa yap, ye Zeynep'ciğim, dondurmaysa dondurma... Hele de Leyla ile yollarda... Ne harika!

    Aklımız, kalbimiz, dualarımız sizinle...

    Sevgilerimle,
    Yesim

    ReplyDelete
  3. Pek alakasız olacak ama İlksen, Özlem'in eşi mi? İLksen orotopedist deyince bu olsa bu olsa abimin nikah şahidi olan İlksendir dedim..Vay be nereden nereye...Seneler önce Ankarada evlerine gitmiştim.

    ReplyDelete