Sunday, June 27, 2010

Pazar: Sıcakta "City"

Sabah sıcak ve sonrasında yağmurlu olabilecek bir güne uyandık. Kahvaltılık malzeme ile kahvaltı hazırlamak üzere aşağıya indik ki, yine gönüllüler gelmiş, pancake vesaire hazırdı her şey. Leyla zaten pancake seviyor, Nehir ise yememe halinde, hala. Dün almış olduğum sade yoğurdu yiyor biraz biraz, yani çok az çok az. Ama hiç değilse ishal halinde kendine iyi gelen şeyi bulmuş oldu.

Sonrasında "Hadi Central Park'a gidelim" dedik, ve hiç değilse yanımıza yoğurt alarak, miniminnacık bir "piknik" yaparız diye umduk. Ve bir top oyunu, ve baloncuklar.

Kendimize bir ağaç altı bulduktan sonra, sıcak ama gölgede, "ailecek" zaman geçirdik. Saat bire gelmişti, odaya döndük...sıcaktan bunalmış. Duşla kendimizi sulandırıp rahatladıktan sonra, saat ikide terastaki barbeküye indik. Ama çok sıcak ve bu kez herhalde yorgunluktasn gürültülü geldi, kimsecikler yokken içerideki yemekhaneye gittik. Nehir ve Leyla boya yaptılar, baba dünya kupası izledi, ben de biraz kitap okudum.

Akşamüzeri biraz dinlendikten sonra,bir anda aklıma hala bir mum üflemediğim geldi, biraz sitem yapmam gerekti ama sonra hep birlikte, "süslenip" 10 blok ötede "Vespa" adlı restorana gittik. Orta bahçesinde güzel bir yemek yedik. Nehir halsiz bile olsa, restoranın orta yerinde kakasını yapıp, rahatladıktan ve biz baba ile tuvalette, yere üç kat örtüler serip, Nehir'i temizledikten sonra, biraz daha neşelendi ve tiramisu üzerindeki mumu birlikte üfledik. Sonra da emin olmak için ekledi, "Bugün Leyla'nın değil, babanın değil, Nehir'in ve annenin doğumgünü değil mi?"...Leyla ise, "Geçen hafta Leyla'nın ve Nehir'in doğumgünüydü, yakında babanın ve Nehir'in, ooooh" diyordu.

Kendimizi iyice yormuş olduğumuza emin olup, geri geldik.

Yarın sabah kan değerlerini ölçmeye gideceğiz. Baba ise Leyla'yı trenle Cengiz Amca'lara bırakacak. Leyla iki hafta Ella ve Emre ile yaz okuluna gidecek. Bunu özellikle aniden "in-patient" olursak diye istemiştik. Hem de Leyla "normal" bir 15 gün geçirsin diye. Gerçi, Leyla hem hastanedeki oyun odasındaki gönüllü ablalarla oyunlar oynamaktan, hem de RMH'deki "bağımsız" ve etkinlikler peşinde gezmek halinden çok memnun ama şu sıra biraz uzak kalması iyi olacak. Dün gece yatarken "Bak aniden gitmemiz gerekebilir, babişko ile sen kalırsın, bizi merak etme" dedim, ama bu böyle gitmesin. Hem de gece benim de aklıma takıldı, gece yarısı nasıl giderim tek başıma diye. Üstelik burada, hastane bölümüne 11 yaş altı çocuk almıyorlar.

Neyse, stem cell misali gerekmeyecek ama biz tedbirli olalım istedik.

Amma da açıkladım. Leyla hem bizimle olsun hem de bunalmasın istiyorum sanırım.

Neyse aklım Nehir'in değerlerinde. Çok geçmeden toparlasa artık. Nasıl farkediyor, bir haftada küçüldü yine. Çok az enerjisi var. Tüm bunlar normal kemo etkisi de olsa Nehir'i bu şekilde görmek üzüyor beni. Geçecek. Çok şükür.

4 comments:

  1. ÇOK ŞÜKÜR ÇOK ŞÜKÜR ZEYNEP HANIMCIM! :)

    Birazcık gecikmiş de olsam size sağlıklı ve mutlu yıllar, kızlarınızla ve eşinizle uzun ve sağlıklı bir ömür, dünyanın farklı yerlerine yalnızca keyif için yapılan yolculuklar dilerim :) Hepinize 41 kere maaşallah!

    Tüm dualarım sizinle,
    İyi haftalar dilerim...

    sevgi,
    saygı,
    selam,
    ay!

    ReplyDelete
  2. Birkaç gündür blogu okuyamıyordum, meğer arada doğumgününü kaçırmışım. Sevdiklerinle birlikte nice güzel yılları kutlaman dileğiyle Zeynepçim. Eşin, kızların ve torunlarınla birlikte üstü mumlarla kaplı pastalara üfle, olur mu :))

    Sevgilerimle

    ReplyDelete
  3. Tabi ki geçecek,
    Nehir çok iyi, sağlıklı ve mutlu olacak.
    Bütün bunlar güzel ve sağlıklı günler için bir geçiş zamanı...
    Çok mutlu olun!
    Sevgiler

    ReplyDelete
  4. Doğum gününüz kutlu olsun, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu bir ömür dilerim.

    ReplyDelete