Saturday, May 22, 2010

Westport-2

Yazar tatilde demeyi ihmal etmeyeyim dedim.

Bu sabah once Sandra, Jason ve Mark ile kahvalti ettik. Mark, Nehir ile yasit. Bir ay kadar buyuk. Bu aralar arabasini sadece bana ittiren Nehir, babasi ve Jason'i Mark'a uctu uctu yaparken gordugunden mi, "Sandra itsin benim arabami" dedi, Mahmut'un ve benim saskin bakislarimiz altinda. Sonra aralarindaki "alisveris" manevralari da gorulmeye degerdi. Nehir'in kolundaki lastikleri (silly bands: sekilleri bozulmayan, bildigimiz lastik, ama yok satiyor) begenince Mark, ve bizimki vermeye niyetlenmeyince, ben "Mark ben sana alirim, hayvan sekilli mi istersin, muzik aletleri mi"deyince, Nehir hepsini kolundan cikarip, Mark'a verdi. Ondakiler muzik aletleriydi, "Anne ben de hayvanli istiyorum" diye. Sonrasinda oyuncak dukkanina gittik ki, yine kalmamislar! Bu kez iki tane kucuk hayvancik aldik. Nehir'inki yumusak, kaucuk gibi, Mark'i ise, tuylu...Mark, Nehir'dekini merak edip, elinden almaya calisinca, "Bak once izin istemelisin"dedik, sonra da, "Sen de elindekini ver, degis tokus yapin" dedik. Mark bunu uzerine, bir saniye sonra, elindeki tuylu oyuncagi, babasinin cantasina atip, yine dondu Nehir"e, "Alabilir miyim" diye. Biz, "Seninki nerde "diye sorunca ise ellerini iki yana acip, "Yok ki bende" dedi!...Iste uc yas cocuk manzaralari.

New York ahalisi calisiyor. Bu haftaki kofteler, damattan, yani Jason'dan! Sandra ise buzdolabina koymaya kiyamadigim guzel bir bulgur pilavi yapmis bizim icin.Dogrusu butun hafta kofte istedigi icin, cok da iyi oldu. Hatta' kendisi, Sandra gelecek, deyince, "Bana borek getirsin, yok yok, kofte" demisti.

Nehir"in bu hazir yemekle iliskisi nasil surecek, mutfak islerine nasil alisacak bilmiyorum. Anne bir mutfakta, iki degil, RMH'de her aksam hemen hemen yemek. Derken, teyzeler kaplarla yemek getiriyorlar.

Nursen Teyze'nin ve Ilgin'in kulaklari cinlasin!!

Kahvaltidan sonra RMH'ye yururken, bir de ne gorelim. Yakinda bir galeride Lost sergisi! Yani bu beni pek ilgilendirmedi, zira saniyorum bir sezon ancak izledim. Ama kalan buyukler, "Huhaaa" diye girdiler. Lost'taki objeler, "van", benim pek cozemedigim, dizi icinde kullanilmis baska benzeri "sey"ler vardi.

Iste boylece New York'un populer kulturune de giris yaptiktan sonra, Cengiz Amca bizi yesillige ve sessizlige kavusturdu.

Acaba Debra "Artik ne oluyoruz, Cengiz bu aile isleri uzadi" der mi diye dusunurken, ama yine de gelmisken, Debra, "Gelmeniz Nehir icin cok iyi, temiz hava almasi, cocuklarla olmasi` deyince, gulumsedim, rahatladim. Evet, cunku ben de aynen oyle dusunuyorum. Hele RMH'de, teras yenileme calsimasina bakan odamizin camlarini bile acamazken. Tabi, haftaici rutininden uzaklasmak da cok iyi geliyor. Nehir'in cocuklarla olmasi da cok guzel.

Nehir keyifli. Dalgali diyelim. "Moody". Bazen elleriyle yuzunu kapatip, agliyor, o zamanlar hic kiyamiyorum. Ilaclar da yaparmis ama is Nehir olunca, uc yas mi, ilac mi, Nehir mi anlamasi zor. Ama su andaki tek derdimizin bu dalgali ruh halleri olmasini dileyelim. Hayat enerjisinin eksilmeden akmasini diliyorum.

Burada saat 3. Bu aralar Nehir'de bir de uyku bozuklugu cikti. Uyuyor ama sonra bir ara uyaniyor ve iki saat uyanik kaliyor. Kortizon yapabilirmis. Bugun biraz da zor uyuyunca, benim gece buyuklerle film izleme planim iptal oldu. Sonunda, dalgin uyuyunca Nehir, benim uykum ise kacinca, buyuklerin almis oldugu ici beni, disi da beni yakan cupcake lerden yedim.

Ve bakalim uykuyu bulabilecek miyim.

Not: Bu ara imlaya pek bakmadan "basiyorum". Hande'cim, ne yapalim, bir gun duzeltirim.

5 comments:

  1. Çok mutlu oluyorum Nehirciğimizin iyi haberlerine. Ve inanamıyorum, bu tutkuma. Nehir bana gücü öğretiyor, sizler de disiplini.

    ReplyDelete
  2. Cengiz, Nehirin cok guzel bir fotografını yollamıs Zeynepcim, icinde yarım da sen olan. O kadar degisik bir bakıs vardı ki yuzunde, aklimdan gecenleri okudugunu falan sandım. Ne diyecegimi bilemedim. Sanki herseyin farkındayım, ama bunlar gececek Nurguni merak etme der gibiydi.

    Benim tatlı kızıma, musait oldugu her zaman, her fırsatta bol bol tatil yaptırıyor olmanız harika. Sen de enerji depoluyorsundur, baska konulardan konusmak da iyi geliyordur eminim.Zaten Debra da cok tatlıdır, eminim aklindan oyle seyler gecirmiyordur. Sen bol bol dinlen, enerji depola, Cengiz seyahatlere giderse gelip sizi alamaz belki. Hazır firsat varken cok iyi yapıyorsunuz. Herkese cok cok sevgiler.

    En kotu gununuz boyle olsun...

    ReplyDelete
  3. Zeynep Hanim,
    Umarim sonradan rahatca uykuya dalabilmissinizdir. Pazar gununuz de iyi gecer.
    Debra Turk degil. Ve bizler gibi "ay ne iyi ettiniz de geldiniz" vs yapmiyorlar biliyorsunuz. Ustelik "iyi ki geldiniz" de demis.
    Dis kapinin mandali olarak yorum yapmadan edemedim.

    ReplyDelete
  4. çocukların hallerini ne güzel anlatmışsınız:)mark'ın lastiği çantasına atıp yokki demesine,nehir'in hayvanlı istiyorum diyip kolundan çıkarmasını gülerek okudum:)çocukların dünyası ne kadar güzel,minicik şeyler için didişmeleri yok mu..bayılıyorum:)çok tatlılar..

    iyi pazarlar..

    ReplyDelete
  5. Parmaklarim capraz okuyorum. Knock knock tahtaya vurmaktayim. Resimlere de bayildim. Masallah elbiseler Nehir'imize ne guzel yakismis. Sans melekleri hep sizinle olsun.

    ReplyDelete