Tuesday, October 13, 2009

Gün 116: Plan





Sabah saat dokuzda, Özlem'i aradığımda, beni rahatlatan blog yorumunu yazmıştı arkadaşım. Doğrusu gerçekten de iyi geldi. Berbat hissediyordum, neden neden neden diye.

Geceyi iyi geçiriyorduk ki, sabah beşte, Nehir'in hemoglobininin 7.8'e indiğini ve kan verileceğini söylediler. Doğrusu inmesi değil de benim "on call" tanımadığım doktorun fikriyle hareket etme isteksizliğim yine başgösterdi, ve hemşirelere sabahı bekleyip Dr. Eames'den karar çıkmasını arzu ettiğimi söyledim. Çünkü eğer enfeksiyondansa, belki kendi kendine düzelir diye ummak istedim.

Sabah Dr. Eames geldi. Bu bakterinin zor bir bakteri olduğu, evet özellikle durumu zayıf çocuklarda tehlikeli olabileceğini, artık kararsız kalacak bir durum olmadığını, bir an önce kateterin çıkmasının iyi olacağını söyledi. Ve (çok şükür) Nehir'in baktrim bile vermeden düzelmeye başladığını, 14 günlük bir antibiyotik tedavisi gerektirdiğini, ama Nehir'in genel durumunun iyiye gittiğini söyledi.

Rahatladım, sayılır. Kaç gün sürecek bilmiyorum. Ateşi 36 lara düşsede, bu sabah yine 37 idi. 37.2 gibi bir ateşi aralıklarla sürüyor. Yani enfeksiyon sürüyor. Doktorlar için iyi bir gösterge, kültürlerin, ilk akşamki dışında, negatif sürmesi.

Allahım böyle kalsın, ve şu işten sıyrılalım.

Şimdilik düşünülen, cumaya kadar devam edip, cuma, cts, ve pazar GMCSFleri olup, pazartesi günü antibodilere başlamak.

Bu, şimdilik bizi hala dönüş seyrinde tutuyor.

Tabi bu, gidişata bağlı. Benim şu anda isteğim, öncelikle bu enfeksiyondan kurtulmak. Tüm bu süreçte hastanede kalma olasılığımız yüksek. Genel "flu" nedeniyle, ve esasen de Nehir'in aldığı üç antibiyotik nedeniyle. Dr. Eames, üç antibiyotikle eve çıkmanın, "insane", delice, olacağını söyledi. Haklı, üç antibiyotiği, IV, borulardan vermeye çalışmak, nerdeysek oraya hapsolmak demek. Ki bu da RMH demek.

RMH ise şu anda pek de güvenli gelmiyor. Hele, Hande sabah nasıl yan odadan aksırma ve öksürük sesi geldiğini anlatınca.

Yani bizde enfeksiyon alarmı "kırmızı". Ve bir anlamda odamız kurtarılmış bölge.

Bugün Kristy imdadımıza yetişti, önce Nehir'e boyaması için balkabağı ve boyalar, sonra da hamur verdi. Hamurlarla sanıyorum, bir buçuk saat falan eğlendi Nehir. Odadaki küçük masanın yanına, oyun odasından bir iskemle taşıyınca, alın size "oyun odası" oldu.

Yine de bu ne kadar sürer, ve Nehir ne kadar dayanır bilemiyorum. Ateşsiz bir 24 saat geçirebilirsek, Nehir'i hastanenin küçük parkına çıkartma girişimim olacak. Ama öncelikle bizim dışarı çıkma iznimiz olmalı. Bekleyeceğiz.

Bu arada bugün en sonunda "dressing change" i de yaptık. Hande Nehir'in başında, hemşiremiz de ayaklarının başında... bittiğinde beni ateş basmış, ama bir saat sonunda üzerimden bir yük kalktığı için rahatlamıştım. Bu ortam Nehir için zor oluyor. Neyseki inşallah, sadece bir tane kaldı.

Sıkacağız dişimizi. Gerçi Sandra der ki, sana sık dişlerini derken dişlerini kır dememiştik. Çok güldüm. Vallahi, o iş böyle bakınca çok normal göründü.

FotoNota hacet yok, odamızdaki oyun odası, Child Life Hande iş başında!

NurgünNot: Gülden Abla, ve Haluk Abi her şeyden önce en sevdiğim komşularım oldular, uzun yıllar, ve karı koca akademisyen hayatlarıyla da benim için model aile. Aile boyu çalışma odası da, onların evinde görüp çok sevdiğim, şimdi de kendi çalışma odamızda uygulamayı hayal ettiğim bir yaşam alanı örneği olmuştur. Ve sonsuz iyi niyet, hassasiyet ve güleryüzleri...

5 comments:

  1. Fotograflar harika, Nehirin saclari ne kadar da cok uzamis, nefis gorunuyor. Hande'den bir kez daha Allah razi olsun, tek basina bu donemi atlatmakda cok zorlanacaktın belki, gerci gene de atlatacaktın akısa uyup ya o da ayrı.
    Hastanedeki ilgiyi de gorunce, bir kez daha ne iyi olmus orda olmanız dedim icimden. Baksana oyun odasini ayagınıza getirmisler.

    Nehir saglikli ve mutlu!

    Not: Zeynepcigim, aciklama icin tesekkurler ama, ben her ikisini de akademik olarak cok iyi tanıyorum, sadece ozel sohbetimiz olmadigi icin sasirdigimi belirtmek istemistim, dunya ne kadar kucuk gibisinden:))

    ReplyDelete
  2. Ozlemin aciklamasi beni de az da olsa rahatlatti...acaba benim orada oldugum zamandami kapti bu bakteriyi diye icim icimi yiyordu...Bu bakteri ne zaman kapilir ve ates ne zaman cikar bilemiyorum. Ama acabalarla kafamda donup duruyor dusunceler.

    İnsallah Nehir'im bunu da atlatacak...
    Biraz evvel yemekte Genel Mudur bir sey soyledi ve su anki halimiz icin tam oturdu.
    "hayat sen planlar yaparken yanından gecen giden seydir"

    Zeynepcigim hayirlisi ile geleceksiniz... Hayirlisi ile bu stepte bitecek...ama planlara fit etmeye calismaya gerek yok... 1-2 gun evvel "flow" yazdin...aynen oyle...(o gun comment etmeye calistim ama post etmeyi beceremedim ve yazdigim onca sey sanal bir yerde asili kaldi sanirim)
    her sey one at a time..yeterki saglik olsun
    planlar degistirmek icin yapilirlar...
    toparlanmak, ucak hersey zamani gelince birbir olacak hem de tereyagindan kil ceker gibi...
    Simdi onemli olan Nehirimin bunu da atlatacak olmasi...
    Kendinize iyi bakin...Nehirim saglikli ve mutlu...

    ReplyDelete
  3. Yanlız olmamanız ve etrafınızda bu kadar harika dostun olması herşeyin zaten positif olacağına işaret değil mi? Herşeyden bir ders çıkaracaksak eğer, Nehir' in bünyesinin "artık" kuvvetli olduğunu gözlemleme fırsatı yarattı bu bug lar üstelik profesyonel bir ortamda (Tabi gönül isterdi hiç tecrübe etmeyin ama olana çare yok) Arkadaşlarınızın da dediği gibi, birkaç günlük rötar yaşananlar yanında ne ki, yeter ki, hiç kuşkusuz, sevinçle o uçağa binmek. Herşey geçecek, e n'apalım bir kahramanın annesi olmak kolay değil... Sevgiler, Esra Gökbayrak

    ReplyDelete
  4. Zeynep'cim,
    Nehir'in guzel gulumsemesi herseyin "super" olacaginin en iyi isareti; endiselenmemek mumkun degil ama bu bakteri geldigi yere geri gonderilecek "bomba gibi" olmayi kafasina koymus kucuk savascin tarafindan ...

    Birbirinize cok iyi bakin, cok opuyorum,
    Bilge

    ReplyDelete