Wednesday, September 9, 2009

Gün 82: IL-2, Day 2

Rahat sayılabilecek bir geceden sonra. -Abilecek çünkü bir ara beş kez üstüste "bip"leyip durduktan sonra, "air in line" diye diye, çıkıp, hemşireyi bulma işleri derken, hemşire, yatağın üstündeki düğme ile kendisini çağırmamın daha kolay olacağını söyleyinceye kadar..bir de Nehir uyanıp, gece 11 gibi, anlatsın da anlatsın, sonunda yine uyanıp, saat dört gibi uyumak sonucu -abilecek. Bu cümle de son bulabilecek.

Sabah ise bir "giz" olmuştu, sabaha bitmesi gereken ıl-2 torbası, "bip"lemelerin sonucu sabaha karşı değişmişti. Neden diye iki kez sormama, ve gündüz hemşiresinin bir şeyler anlatmasına lakin hala anlamadım. Ama benim şüphem çıkışımızın bir şekilde gecikeceği, ama önemli değil. Sadece "anlamamak" kötü bir duygu. Anlamadım. Acaba hemşire olmamamın bu işle bir ilgisi olabilir mi, neden her şeyi anlamak zorunda hissediyorum.

Yine de Nehir'in sabah yine (m a ş a l l a h) keyfi yerindeydi, baba ise bugünlerde sabahları, elinde egg and cheese bagel ve kahve ile gelince bir güzel görünüyor gözüme.

Nehir ile ilgili mutlaka yazmam gereken iki şey.

Birincisi bir konuşuyor bir konuşuyor. Uzuuun hikayeler anlatıyor, içinde geçen bir cümle gerçeğe yakın, diğerleri, kişiler, yerler, kitap kahramanları herkes birarada, rüyaları sanki. O kadar hızlı ki, not alamıyorum. Sanki bütün yaz Leyla ile oynayınca, onun gibi hayal gücü de dillendirir oldu.

İkincisi "neden" sorusu. Her şey "neden?". Neden güneş var, gündüz, neden gündüz, güneş olduğu için, neden güneş var... gibi kısırdöngülere de varan, ya da hiç bitmeyen ve dededen öğrenmiş olduğum, "maydonozlu köfteden"le sonuçlanan sorgular.

"he hey, indik, çocuklar hadi, hadi çocuklar, hadii...hey, ben de buraya binim, fılaying, hey, dön bakim, fılaying, vuuuuu, vuuuu..."uçağı kaldırıyor"...he heyyye, vat iz, anne, emmm, yine öttü.."monitör"...gitmek istiyorum şuraya...si iz for kuki, buzdolabına gidelim mi..."mutfak oyunu"..."

Derken hemşiremiz geliyor, hiç bitmeyen monitör biplerini çözmek isterken, Nehir'in çığlıkları kapladı oyun odasını. Birkaç dakika sonra, sakinleştik.

"Si iz for kuki...Alo, hah, çıktık yiyoruz, şimdi emmm, bir şey yapacağız, siz oyun oynuyosunuz mu, biz daha pişirecez, bay bay, anne, bak kavve, ılık, yere çilek düşmüş, bir tabak bulalıım, tattitittatti..."

İşte hastane günlüğümüz. IL-2 ile günlerimiz kolay.

6 comments:

  1. Bagel ile gelen guzellik,
    Olsa gerek baska bir ozellik:)

    Babaniz gitmeden once sana iyi bakiyor anlasilan. Aferin Mahmutcugum, bizde gelince sana oyle bakacagiz. Gerci ona da sen iyi bakmissin ben oyle gordum ya neyse. Bu laf aramizda kalsin!!! Amerika'da olup da kilo almamak ne mumkun. Oguz zaten ultimate american way of eating seklinde yasayinca, ben bile iki haftada 1,5 kilo almisim:( Soylemis miydim, Ben&Jery dondurmacisinin fabrikasina bile gittik yahu Burlington'da - bu arada sahane bir yer Burlington-, öhhh, daha ne olsun. Kazanlarin falan icine dusmedigimize dua ediyorum. Neyse simdi sıkı rejimdeyiz:))) Sen gelene kadar zayiflayacagim en az 5 kilo.

    Nerden geldim buraya buraya bilmiyorum, galiba bagel'dan. Cengizcigim sagolsun her sabah yumurtali peynirli bagel sandvicleri yapiyordu, bizde yiyorduk. Mahmut' a da yapmisti, belki ondan ogrenmistir. Eger ilk yaptiysa kesin Cengizdendir bak soyleyeyim!!! Yine de afiyet olsun tabi, gozumuz yok, sozumuz cok.

    Neyse. Nehir'in laflarini bazen ablam da telefonda soyluyor ama sonra unutuyorum. Gecen gun ablama sen bunlari hol fuudz dan mi aldin diye soruyormus. Oda diyordu cok dillendi diye.

    Zaten nesi eksik ki kizimin, her seyi fazlasi ile var, annesi, babasi, ablasi ve sagligi.

    "he hey, indik, çocuklar hadi, hadi çocuklar, hadii...hey, ben de buraya binim, fılaying, hey, dön bakim, fılaying, vuuuuu, vuuuu..."uçağı kaldırıyor"...he heyyye, vat iz, anne, emmm, derkennnnn.... bir de bakmisiniz ki buradasiniz....

    ReplyDelete
  2. Nehir ne kadar guzel konusuyor, cok eglenceli miniklerin hikayelerini dinlemek:) Keyfiniz hep boyle yeinde olsun...

    Pompa isine gelince, ne tur pompadir bilemem tabi de benim clinical rotationlarimda eger IV bag i prime yaparken hava kactiysa icine pumplar(smart pump) surekli beepliyor. Bizim ogretmenlerimizin bize tekrar tekrar soyledigi tum hava kabarciklarinin bittiginden emin olun yoksa pump in beeplemesine yetisecem diye baska is yapamaz olursunuzdu. Bilemiyorum ayni sorun mu ama paylasmak istedim.

    ReplyDelete
  3. :) Bora'nın soruları Bu ne?, Ne oldu?, Nasıl? ve Neden? sırasıyla dönemsel olmustu... Sonuna yaklasiyorsunuz demek... Yalniz sonra da ben biliyorum zaten dönemi basliyor ona göre :)

    Nehir'e ve size MASALLAH! Keyfiniz yerinde olsun hep...

    Donus tarihiniz belli olsun ben de safak saymaya baslayacagim :) Ne cok bekleyeniniz var...

    Hadi rast gitsin, kolay bitsin...

    Sevgilerimle,

    ReplyDelete
  4. merhaba zeynep hanım,
    ben ali nin annesi ,arzu.fırsat buldukça sizin günlük yazılarınızı okuyorum.nehir i okumak bana umut veriyor .biz son 4 haftayı evde geçirdik,ali nin moral ve neşesi çok yerinde,biraz toparlandık bu dönemde .önümüzdeki bir iki günde operasyon veya kemoya devam şeklinde bir karar alacağız.çocuklarımızın geçirdiğimiz bu zor dönemi geride bırakarak daha güzel günler göreceği umudunu kaybetmeden mücadeleye devam edeceğiz.nehiri çok öpüyorum.
    sevgiler
    arzu özişbakan

    ReplyDelete
  5. Sevgili Arzu Hanım,

    Biz de Ali'den gelen iyi haberleri duydukça çok seviniyoruz. Çok zor bir durum, bir şekilde geçireceğiz, birlikte. Bana blog yorumcularının tekrar tekrar yazdıkları, "annenin güçlü olması gerektigi" çok doğru. Ali sizinle güçleniyor eminim. Kolay gelsin, ve her şey rast gitsin Ali için.

    Ali'yi çok öpüyorum, sevgiler.

    ReplyDelete
  6. Ozisbakan,
    Sizin bebeginize de gecmis olsun, en kisa zamanda iyilesmesini gonulden diliyorum.

    ReplyDelete