Saturday, August 22, 2009

Gün 64: RMH


Geceyi rahat geçirdik. Sabah ilk işimiz GMCSF iğnesini de kolayca yaptık, sonra bu kez ilkinden antrenmanlı, bir de tylenol verdik, ağrılarına iyi gelsin diye. Yardımcı oldu. Yine sık sık kucak istiyor. Güçsüz bir hali var.

Sabah erkenden kaltık, saat 10.00'da hayvanat bahçesine gittik. Bu gelişimizde, ilk günden dilimizdeydi, bir türlü gerçekleştirememiştik. Evet, farklı olarak, acele acele Houston'a dönmedik. İki nedenle. Birincisi, Nehir'in bu akşam itibariyle artık ateşi çıkmaması gerektiğini söylemişti Dr. Eames ve bu süreyi Fort Worth'de geçirmek daha akıllıca geldi. Texas Children's iyi, çok iyi bir hastane, ama maddi olarak da burası daha avantajlı, ve şu anda Nehir'i birebir takip ettikleri için daha akıllıca geldi. İkincisi, hava Houston'a göre daha az nemli, açık hava için daha uygun dedik, ve çocukları hayvanat bahçesine götürmek iyi olur diye düşündük.

Bir buçuk saatlik hayvanat bahçesi gezintimiz, şahsen benim perişanlığım, ve "pil bitti" uyarımla, artık Nehir kiraladığımız iki çocukluk arabada da değil, kucağımda dolaşmakta ısrarlı hale gelince, sona erdi. Sonuç: Filler, zürafalar, rhino, hippo, orangutan ailesi, aslan ailesi, beyaz kaplan, zebra, mebra, geyik, meyik, dağ keçisi, mağ keçisi....kuşlar, muşlar....seri tamamlandı.

Ve tam kapıya giderken, Nehir kucağımda, ağlayarak ensesini tuttu, acıdığını belli ederek, bu kez (iki yıl önce Leyla'ya olduğunda, Özgecan yetişmişti, ben ne olduğunu anlamadan), "arı" diyerek şapkasının altına baktım ki, arı ısırmıştı bile. Antiseptik nerde derken, bir güvenliğe sorduk, bisikletli bir başkası, alkol ve buz torbası ile geldi, üç, dört dakikada. İyi olan, Nehir'in alerjisi yokmuş, anladık, kan değerleri de fena değilken, az endişe ile gezimizi noktaladık.

Sonrası, yemek, kitapçı derken, yola yarın çıkmaya, sabah erkenden, tercih ettik. Annenin RMH'ye gelip, oda moda toplayıp, koştur koştur hali yok idi. Baba da tek başına yapacak gönülde değil idi.

...

Artık toplanma zamanı...

No comments:

Post a Comment