Tuesday, March 17, 2009

Midnight: Merakta Bırakmayayım Yazısı


Saat yarım, gece yarısı. Nehir'in uyuması saat onu bulunca, yanında sızmışım.

Sorumlu blog yazarı olarak kalktım.

Kısa kısa:

Sabah TCH, klinikte randevumuz olunca, radyoterapi sonrası eve değil kliniğe gittik. Ama işimiz, saat 8.30 da bitmis, randevumuz saat 10.00 da olunca, karıştı işler. Eve gelmedik. Madeleine 'de kahvaltı ettik. Nehir uykusunu tamamlayamamış oldu, ve günün kalanını mızmız geçirdi. Klinik uzundu. Kilo 10.4...Russell'ı gördük. Transplant 27 Mart'tan sonraki hafta olabilirmiş, finans işlerini halletmemizi bekliyorlarmış ama. Management "ok" deyince ancak set edebilirlermiş. Biz de yine bir finansçı ile konuştuk. Depozit miktarını belirlemelerini istedik, gecikme olmasın diye.

Ben gecikme ihtimalini bilirken "huzursuz" oluyorum. Hem Russell ara vermeden yapalım dediği için, bir yandan da hep korktuğumuz süreç, başlasın ve bitsin istiyorum.

Biliyorum ne yazacağınızı, az kaldı. Evet, az kaldı.

Eve döndüğümüzde, saat ikiye geliyordu. Ben biraz uyumak istedim, aslında uykuya direnen Nehir benimle belki uyur dedim ama o uyumadı, ben uyudum. Saat beşe geliyordu, Nehir'i almış, babayı bu kez uyku için bırakmış, parka varmıştık. Hava günlerden sonra yine sıcaktı, alıştığımız gibi. Park da kalabalık.

Tam çimlerde yürüyecektik ki, bir baktım karınca yuvaları. Aman meşhur "fire ants" endişesi ile, ısıran, saldırgan bir tür, çimlerden uzak kalmaya karar verdim. Biraz salıncak, biraz kaydırak. Mızmızlığı geçmişti. Döndüğümüzde ise yine arabada uyumuş, olmanın verdiği mızmızlık sürerken, sonunda yemek yedi, ve saat artık, akşam dokuzdu keyfi yerine geldi. Baba, bisikletini yaptı (Özlem Teyzesine, telefonda teşekkür bile etti, vallahi actually bunu yapmış olmasına şaşırdım, çok tatlıydı), biz de hem izledik, hem de oynadık.

Kısacası, radyoterapi uyku düzenimizi etkiliyor. Sanki bizim daha çok! Aslında radyoterapi ile başka bir şikayet yaşamıyor oluşumuz da çok iyi bir şey. Bugün ilk kez az yedi. Bilmiyorum, düzensiz de bir gündü ama. Hafif bir constipation sorunumuz var, daha çözemedik. O konuda dikkatli olmalıyız. Yarın kliniksiz bir radyoterapi günü...

Bakalım parkta çok şirin "çiçeeek" diyordu, yakaladım. Fotoğraftaki kaydırağa, tersten kendi tırmandı, keyifne diyecek yoktu, geri kayarken.


3 comments:

  1. Acikcasi, simdiye kadar her isleri yaparken, simdi para diye isleri askiya alabilme ihtimallerinin oldugunu bilmek, cok sinirime gidiyor. Essekler:(

    Simdi bende biraz daha hizli olmaya calisiyorum, ama bakalim ne basarabilecegiz...

    Neyse, Nehir cok tatli, ama cok tatli. Benim icin cok cok opun onu ne olur, bazen cok ozledigimi fark ediyorum...

    Sorumluluk sahibi olman da ayrica cok iyi bir sey, sabahtan beri okuyamadim, meraktan cok, sabah kahvemi icmemisim gibi oldum...

    Aliskanlik iste. Kotu bir sey, neye karsi olursa olursa olsun!

    Kendinize iyi bakin, sevgiler...

    ReplyDelete
  2. Bir arkadaşım vesilesiyle Nehir'in üzücü hikayesini öğrenmiş bulundum. Duyarsız kalmak mümkün değil. Nehir'e acil şifalar, sizlere de sabır ve güç diliyorum. Kampanya başlayalı uzun bir zaman olmasa da toplanan paranın çok da fazla olmadığını görüyorum. Blogunuzdan anladığım kadarıyla şu an işler paraya kilitlenme aşamasında. Ne kadar saçma geliyor kulağa, bir insanın hayatı para denen kağıt parçasıyla ölçülebiliyor.

    Neyse daha fazla canınızı sıkmayayım maddi hususlarda. Sadece daha fazla bağış toplanabilmesi için, bizzat kendim çabalıyorum. Bunu bilmenizi istedim. Eğer müsade ederseniz, kendi blogumda da Nehir'in hikayesine yer vermek istiyorum.

    Dualarım ve bütün iyi dileklerim Nehir'le...

    ReplyDelete
  3. Çok Teşekkürler...Nehir'in hikayesini yaymanız kampanyaya, aynı zamanda NB ile ilgili farkındalık, dolayısıyla da çocuk kanserlerinin bilinirliğini arttırmada yararlı olacaktır.

    Maddi konulara arada takılsam da, çözümsüz olmayacağını tahmin ediyorum. Bugünlerde hastane ile çözeceğiz durumu. Bu desteğin de gelişeceğini tahmin ediyorum ben.

    Dularınız Nehir'e ulaşıyor.

    ReplyDelete