Friday, February 13, 2009

A Rainy Day: Hurraayy

Hastanedeyken yağmurlu günlere bayılıyorum. Bugün ben dışarıdaydım. Kirk'ün evine gittim önce, ortalığı toparladım, birkaç torba eşya kalmıştı, onları aldım.

Sadece Nehir'in stroller' kaldı ve anahtar teslimi. Pennie anahtarı paspasın altına koyabilirsiniz dedi, ama ben olmaz dedim. Olmaz olmaz, oluverir.

Sonra arabamızın anahtarını aldım. Plakasını çıkarana kadar parkedili kalmışken, aküsü bitmişti. Ilgın okuyorsan Tekin'e selam söyle, gülmekte olacaktır. Arabayı alırken, Tekin "İyi düşündünüz mü" gibilerinden sorunca, ben de gayet rahat "kısmet" deyince, mühendis adam gülmüştü.

Yine de artık ödünçler yerine kendimize ait evimiz ve arabamız oluşu iyi oldu. Her an bir şey olursa diye endişeleniyorduk.

Küçük bir not: 4 Kasımda uçmuştuk, seçim yapılırken, 4 Şubatta Nehir ameliyat oldu, ve biz ev ile arabayı değiştirdik. Bana iyi geldi. Kirk'ün mutfağını özleyeceğim ama, kocaman tezgahına yayıldıkça yayılıyorduk.

Hastaneye döndüğümde, Nehir beni görünce ağlamadı! Bu çok iyiydi işte. Günü baba kız güzel geçirmişler. Dressing change de olmuş. Evde Nehir'e sulu köfte yapmıştım, ama çok yemedi. İştahı hala az. Yemekten sonra Mahmut'un arkadaşının gönderdiği paketi açtık. Tam bir comforting paket: hot chocolate, chocolate, kokulu mum, rahatlatıcı bir çay, kitap, Nehir'e ve Leyla'ya oyuncak. Bir de Nehir'e elbise. Nehir elbiseyi pantalon ve bodysinin üzerine giyip hemen dışarı çıktı. Köşede küçük bir topluluk vardı, 15-16 yaşlarında iki hasta, onların kardeşleri, anneleri...Nehir onları izledi. Kalabalığı seviyor. 9. Kat da her zaman hareketli.

Gerçekten kendine has bir atmosferi var 9.katın. Hiçbir çocuk diğerini yadırgamıyor. Kardeşler de alıştıkları için, onlar da bakmıyorlar. Genç (teenager) hastalar da ufaklara çok sıcak davranıyor. Anne-baba veya ziyaretçiler de mutlaka selam verip, bir kaç şirin söz ediveriyorlar. Family Room'da bir çocuk Nehir'e mandalina ikram etti bugün. Etrafta St. Valentine's Day için kalpler. Posta kutularında kartlar. Nehir'e de gelmiş.

Bu ortam çok rahatlatıcı. Acıma içermeyen, ama anlayış içeren bir ortam.

Acıma: vardır ya bizde, "yazııık". Ama bu Nehir'in duymak isteyeceği bir şey değil ki. Ben de duymak istemiyorum. Bazen "dışarıda" acıma içeren bakışlar geliyor. Zor bir durumda olduğumuz aşikar ama biz şu anda bir mücadele verirken gerçekten tepemi attıran bir "tepki". Anlayış ve yardım, evet. Çünkü bunlar mücadelemize destek veriyor. Bize güç veriyor.

Evet, hastane "safety zone" bu anlamda. Açıklama yapmadan, konuşmadan birbirini anlayan ailelerin olduğu bir ortam. Konuşunca da, herkesin yaşadığı zorluklar içerisinde, hastalığı rahat rahat konuştuğumuz bir yer.

Bu akşam Nehir yatarken, neşeliydi. Beş dakika öncesinde ağlayan sanki o değilmiş gibi, keyifli keyifli, "annesinin kuzusu, babasıın tatlısı, ablasının tatlısı, dedesinin torunu" diyordu. Yatakta, "Leyla gelecek" derken, biz de "gelecek tabi" diyorduk. Anneanne geldi, dayı geldi...diye sayıyordu...

Ziyaretçilerimize de teşekkürler. Nehir bazen hiç ilgilenmiyor gibi görünse de aslında herşeyi kafasına kaydedip, arkalarından tekrarlayıp duruyor. Uzun uçak yoculukları da olsa ailemiz bizi yalnız bırakmayarak, bu süreci "kalabalık" ve "ailecek" yaşamamızı sağladı.

Teşekkürler.

Yarın sevgililer günü. St. Valentines Day. Sasha Hanımlarda tüm kadınlar tebrik ediliyordu. İstanbul'da olmadığıma seviniyorum. Hediye alsan bir türlü almasan başka türlü, resmen, bilboard ve reklamlarla, yavaş yavaş bir tüketim günü olarak girdi TR'ye. İçi boş. Kalpler de kalpler. Acaba sevgiyi anlatmanın kare bir şekli yok mu? Ya da elips? Ha haaaa, buldum: diamond. N'apalım şekil icabı.

1 comment:

  1. Zeynep'cim iznin olursa son paragrafi kullanmak istiyorum, cok hosuma gitti bu "diamond" isi :) Eminim Burak da cok begenecek. Bizim birlikte oldugumuzdan beri St.Valentine's kutlamadigimiz dusunulurse borcu bayagi kabarik!!!!!! Neyse bu hesapla benim borcum da bayagi kabarik. Vaz mi gecsem ne bu "diamond" ipucundan????? Sonunda borclu cikicam korkarim.

    Ayni, benzer yollardan gecen insanlarin birbirini anlamasi insani rahatlatan birsey. Yuzundeki ifadeden nelerin harika oldugunu ya da nelerin daha iyi olmasini istedigini anlayabilen insanlarla birlikte olmak eminim hayatini kolaylastiriyordur. Yan odada konusmak istemedigini gozlerinden anlayan, ya da binbir tane soru sormak istedigini el kol haraketlerinden anlayan bir baska anne oldugunu bilmek eminim biraz olsun huzur veren bir duygu. Zeynep'cim kizmakta, neden bakiyorsunuz demekte cok haklisin. Houston'da olmaniz belki bu acidan da cok iyi oldu. Burada merakli bir suru es dost olacakti. Kimisi iyi gelecek, kimisi fazla gelecekti. Kendini bu merakli gozlerden uzak tutmak kolay olmuyor (tecrube konusuyor). Kapida ziyaretci yasaktir yazdigi halde defalarca calan kapinin onunde "cok sevindik, iyi ki geldiniz" demek bazen yorucu oluyor. Ama hic unutma Nehir bunlarin hic farkinda degil. Daha dogrusu farkinda olsa bile cok sukur ilerde bunlari hatirlamayacak. Bu hastane odalarini, bu bakislarin hepsini bundan kisa zaman sonra beyninin derin bir kosesine koyup yoluna devam edecek. O "yaziiiiik" bakislarinin hicbirini hatirlamayacak. Sen de gormezden gel ya da daha iyisi, Nehir'cigime oyle bakanlarin yuzune "naber, benim kizim savasiyor ve kazaniyor" diye kocaman bir gulumseme ile bak.

    Arabaniz da hayirli olsun. Hayat duzene girdi bayagi; ev, araba, Nehir'cigin harika ilerlemesi. Bundan sonrasi da bir bu kadar basarili olacak!!

    Hepinizi opuyorum... KENDINIZE IYI BAKIN!!

    ReplyDelete