Wednesday, January 7, 2009

Uzun klinik, İstanbul Deli, Kısa park



Dün gece deliksiz altı saat uyudum, uyuduk, çok iyi geldi.

Günümüzü yazmayacağım, same old same old, tahminimizden uzun süren klinik beklemesi sonucu, güzel günümüz çalındı. Ama prensip olarak şifa bulduğumuz, bize şifa veren Houston, Hastane, Klinik ile ilgili olumsuz yazmayı istemiyorum. Yine de çıkışta "İstanbul"da yemek yedik, bu kez pide getireden mercimek çorbasını içirdik...ama cingöz hanım, masaya akıp, "makarna" diyordu...tüm hamur işleri "makarna" oldu...sonra Nehir arabada uyuyunca bir iki ev (apartment complex) gezdik, birini (Arzu'nun arkadaşı önerdi) beğendik...halısı var ama yeni halı ile teslim edecekler...bakalım...hava kararmadan parka gitmeyi başardık, kısa da olsa.

Nehir'in çığlığı birden fazla oldu, bandajları çıkarırken.

Ben neden böyle günlerde yorgun olduğumu anladım. Nehir ağlayacak mı, ağlamasın, en az ağrı ile bitirsin diye onu distract etmek, ve stres beni yoruyor. Nergis'in gönderme yaptığı "A Beautiful Life" filmini ben de düşünmüştüm geçenlerde, ve adamı daha iyi anladığımı, ve onun kadarını beceremeyeceğimi de. Yine de nehir gözlerini kocaman açarak benden yardım, açıklama beklerken, ona onun anlayacağı dil ile açıklama yapmak, durumu neşeli hale getirmek için çaba sarfederken, "normal" halime göre daha az ciddi, mümkün oduğunca çocuksu olmaya çalışıyorum. Ama bu beni yoruyor. Ama yorgunluğumun önemi yok. 

Yarın, bu kez rutin klinik günümüz var, bu kez öncesinde parka gitmeye çalışacağız...

İyi haber: ödemelerle ilgili bir kapı daha aralandı. Bakalım.
Akademik haber: Benim görevlendirmem ile ilgili pozisyon için Rice a gidip, actually, office space alıp, İD...bir de araştırma konusunu konuşucağım...sorun: bu işi yapacak giysim yok (kadınsı kaygı, bugün bir gömlek alayım dedim ama Nehir'i parka götürmek daha önemli geldi)...ikincisi gittiğimde "akıllı" konuşabilecek miyim hiç emin değilim, çünkü dünyevi işler ya da akademik hiç ilgimi çekmiyor bu ara. Konsantre olup dinleyebileceğimden bile emin değilim. Ama uzatılan yardım ellerini tutmak gerekli, decent olmak gerekli.

İç çektim yine de.

Tamam artık yatayım, sabah erken toparlanmalıyız. Bilge makas işini iyi söyledin, kukla için emin değilim...o derece eğlendirme etkinliğine katılabilir miyim acaba...ama özellikle en sondaki uzun hastane sırasında iyi fikir! TV çok pasifleştiriyor. 

Eklediğim fotoğraflar, geçenlerde hani yaprak hışırtdattığımız günden.




5 comments:

  1. Zeynepcigim, fotograflar icin cok tesekkurler. Gercekten. Nehir'i, hep onun hakkinda konusur yada yazarken karsimda gulen hali ile gormek, gunumu harika gecirmemi saglayacak.

    Islerin yavas da olsa yoluna girmesine cok seviniyorum. Eminim, bu harvesting isi ile birlikte daha da hizlanacak iyilesme sureci. Akademik olarak bir calisma yapmaya ne kadar uzak oldugunu tahmin edebiliyorum -ama gene de benden daha yakin olduguna da eminim:)-, fakat guzel bir gelisme ve saglayacagi fayda dusunuldugunde cok da onemli. Ama ooff cok zor ya, bu durumda akademik bir arastirma yapabilmek...

    Aslinda Amerikalı'lar severle boyle kitaplari, sen cronicles of NB vs. NB gibi bir sey yayinlasan, valla best seller olursun. Hele ki, o kadar sikintili 2.5 saatlik Nehiri bir koltukta tutma isini KOLTUK SEFASI gibi bir baslikla, biz anlattiktan sonra. Sırtın yere gelmez,Harikasin. Sonrasinda, bu yazdiklarin Nehir'e -sana degil ama- ne kadar muthis bir hatira olarak kalacak, hayatinizin bir doneminde anne baba ve kardes ucgeninde ne kadar zor gunler gecirdiginizi anlayacak. Tabi aile olmanin ne demek oldugunu da. Cunku o pek bir sey hatirlamayacak bu isten kurtuldugunda eminim.

    Canim benim, her sey guzel olacak emin ol, biz senin same old daylerini de cok seviyoruz. Her gunun bizim same old day lerle karsilastirildiginda birer challenge aslinda.
    Kendinize, cok iyi bakin. Nehircigimin o kacaman guzel gozleri, daha iyi ortaya cikmis bu yeni sac stili ile. Onu da benim icin kocaman kocaman op lutfen...

    ReplyDelete
  2. Nehir'cigim merhaba,

    Hep annenle sohbet ediyoruz ama senin sesini duyamadim cok zamandir. Annenden aldigim haberler cok cok cok iyi. Su park sefalariniz, yaprak hisirdatmaniz ve bir de sincap beslemeniz harika seyler. Yaninda olup seninle birlikte hepsini ben de yapmak isterdim. Seninle birlikte Belgrad ormanlarina gidip bulabiliriz belki besleyecek bir kac sincap. Bir de ogrendim ki artik kocaman bir abla olmussun, neredeyse hic kipirdamadan cok ama cok uzun bir sure anneyle sarmas dolas bir koltukta oturmussunuz. Keske ben de annemin kucaginda oturabilsem. Biliyor musun cok sevindim senin icin, senin kokunun annenin kokusuna karismasi cok guzel. Sarmas dolas daha cok uzun zamanlar gecireceksiniz. Hatta anneyi biraz gidiklayip, hatta belki Leyla ile birlikte annenin usune atlayip onu yataga devirebilirsiniz. Iste orada elinizden kacamaz ve gidikla gidiklayabildigin gibi. Tabii bu arada babayi unutmamak lazim. Onu kendi yaniniza almak cok onemli yoksa bu gidik savasini kaybetmek soz konusu olabilir. Ama bak ne diyecegim; annenin bir gun once koydugu resimlerdeki gibi bir gulucuk babayi kendi saffina cekmen icin yeterli olur, eminim. Gozlerinin ici guluyor Nehir'cigim. Hic bitmeyecek bir gulumseme o, daha cok uzun seneler, hayatin boyunca gitmeyecek yuzunden!!!!!

    Hepimiz seni cok seviyoruz!!!!!

    PS. Annesi bu sefer Nehir'cigim ile sohbet ettik, bir daha ki sefere de seninle olur mu... Ama soylemeden gecemeyecegim ANNEYI DE COK SEVIYORUZ!!

    ReplyDelete
  3. Zeynep sabah yazmayi unuttum, senin ve Mahmut'un da resmini gormeyi cok istiyorum. Bir ara vaktin oldugunda ekleyebilirsen cok sevinirim...
    sevgiler

    ReplyDelete
  4. Tatlım, sen zaten elinden geleni fazlasıyla yapıyorsun,son derece doğal,içten sevgiyle. Her an, sen ve Mahmut Nehir'i kollarınızla, gözlerinizle, sözlerinizle sarmalayarak, hep yanında olarak her türlü güçlüğe birlikte göğüs gereceğinizi,tüm savaşları galibiyetle sonuçlandıracağınızı göstermiş oluyorsunuz.Canım benim, ne lokum resimler bunlar,sevgiyle kucaklıyorum. nergis

    ReplyDelete
  5. Lokumummmm...arzu

    ReplyDelete